23 Nisan 2009
Avrupa Kimliği
Soru: "Avrupa'yı nasıl tanımlarsınız ve bunun için Avrupa Birliğini nereye yerleştirirsiniz?"
Soruyu cevaplamadan önce Avrupa kıtası üzerinde durmakta fayda görüyorum. Var olduğundan beri muhtelif insan topluluklarını kıtasında beslemiş olan Avrupa, bilindiği gibi, Dünyanın en küçük kıta olma özelliğini taşımaktadır. "Avrupa" ismini, Fenikelilerden Yunanlara geçen ve "güneşin battığı taraf"(1) anlamına gelen bir terimden almaktadır. Yunancada "Europa" olarak kullanılan bu isim, tarih öncesinde Ege Denizi'ne göre batıda yer alan ülkelere verilmiş. Doğu, Kuzey, Güney ve Batı olarak dörde ayrılan kıtanın üzerinde birçok ülke yer almaktadır. Avrupa Birliği kavramına gelecek olursak, 2009 itibariyle, 27 üye ülkeden oluşan, ticari, siyasi ve sosyal anlamda bir örgütlenmeden ve geniş bir aileden bahsetmemiz gerekir. Öncelikle 1951 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu adı altında birleşen Avrupa ülkeleri, Roma Antlaşması ile Avrupa Topluluklarını yaratmıştır. Fransa, İtalya ve Benelüks (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) ittifakında yola çıkan Birlik, yeni katılımlarla ve yeni ticari açılımlarla sürekli genişlemiş ve halen de genişlemesini sürdürmektedir. Avrupa Birliği'ne giden süreçte, Avrupa'nın hemen hemen bütün ülkeleriyle yakın ilişkiler içereside olan Avrupa Topluluğu, sınırını ve "Avrupalılık" kavramını şöyle sınırlamıştır:
1)Demokratik açıdan güvenlik: Üye ülkenin parlamenter demokrasiye ve insan haklarına saygı duyması ve sivil toplum örgütlenmelerine özgürlük vermesi öncelikli şartlar arasındadır.
2)Müktesebat(Acquis communautaire): Üyenin ekonomik olgunlukta, ekonomik ve parasal geçiş istikrarına sahip, siyasal ve idari altyapıların birbiriyle uyumu olması kuralına tabi, siyasal kadro hazırlığını yapmış ve Birliğin siyasi müktesebatını kabul etmiş ve uygulamaya geçirmiş olması gerekir.
3)Siyasal şeffaflık: Üye, birlik yetkileri genişlemesi ve kurumsal reformlar konusunda birikimli olması bununla birlikte milli çıkarlara açıklık getirmesi şarttır.
4)Avrupalılık: Üye olacak olan devletin Avrupa içindeki coğrafi konumu, ortak kültür mirası ve Avrupa Birliği ve Avrupa kimliği ruhuna sahip olması zorunludur. Yukarıda da belirtildiği gibi AB, üye olacak devletlerde birtakım şartlar aramaktadır.
Bu koşulların yerine getirilmesi için konu başlıkları halinde düzenli raporlar ya da ilerleme raporları hazırlanır. Bu raporlarda, klasik olarak, öncelikle AB tarafından bir önceki dönemde yapılması istenen reformlardan bahsedilir, başarılı olan başlıklarda memnuniyet dile getirilir. Buna müteakip uygulamada çekilen sıkıntılardan bahsedilir. Sorun halen devam ediyor ya da yeterince kapsamlı bir neticeye varılamamış ise, ülkeye bu sorunlar bir daha hatırlatılır ve bu sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması yönünde istek ve öneriler sunulur. Bu süreç katılım müzakerelerinin bitişine kadar böyle devam eder. Avrupa Birliği, üye olacak ülkenin öncelikle coğrafi konumuyla ve Avrupalılık kavramına sahip olup olmadığıyla ilgilenmektedir. Bir yandan Avrupa Birliği, kendi sınırlarını, coğrafi konum sınırlarıyla eş tutarken, bir yandan da diğer maddelerin uygunluğuna da önem vermektedir.
Avrupa Birliği kuruluş felsefesine bağlı olarak; Asya Birliği, Türk Birliği, Orta Asya Birliği, Afrika Birliği ve Arap Birliği gibi uluslararası örgütlenmelerden tamamen farklıdır. En temel fark Avrupa Birliği'nin uluslararası örgüt kategorisinden ziyade uluslar-üstü bir siyasi, ticari ve sosyal örgütlenme kategorisinde yer almasıdır. Bu açıdan AB, diğer benzer birliklerin aksine, dünyada tek örneği bulunan özgün bir örgüttür. Avrupa Birliği üzerine akademik araştırmalar yapan uzmanlar, Avrupa Birliği'nin gün geçtikçe, Amerika Birleşik Devletleri yapılanmasına benzediğini gözlemlemektedir. ABD, bilindiği üzere, 50 farklı eyaletten oluşan dünyanın en büyük birliğidir. Tek bayrağı ve tek sınırı olmasına rağmen, her eyaletin kendine has bir bayrağı ve sınırı vardır. Her eyaletteki yürütme, yasama ve yargı organı farklıdır. Mesela, herhangi bir eyalette yasaklanmış ve hapis cezası gerektiren bir durum, başka bir eyalette tamamen serbesttir ve herhangi bir cezayı gerektirmez. ABD örneği, günümüz Avrupa Birliği teşkilatlanmasına her yönden oldukça benzemektedir.
Bu, üzerinde ayrıca durulması gereken ayrı bir konudur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder