24 Nisan 2009
AB ve ABD
Soru: "Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yapısal yönden ne gibi benzerlikler vardır?"
Bilindiği gibi Avrupa Birliği'nin temelleri, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun kuruluşuyla atılmış, Roma Antlaşması, Tek Avrupa Senedi ve Maastricht Antlaşması gibi Avrupa Birliği'ni kuran Antlaşmalarla pekiştirilmiş ve Birlik tanımı genişletilmiştir. Yola Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg ile başlayan Birlik, bugün itibariyle 27 üye ülkeye, 23 farklı resmi dile, 500 milyona yakın nüfusa, 20 trilyon Dolara yaklaşan ticaret büyüklüğüne sahiptir. Tarımdan enerjiye, bölgesel kalkınma planlarından eğitim ve araştırmalara teşvike kadar birçok konuda üye devletlere yardım eden AB, tek pazar, ortak para birimi, rekabet gücü ve bütçesi ile dünyanın en gelişmiş birlikleri arasında yer alır.
Amerika Birleşik Devletleri de, 4 Temmuz 1776'da kurulan dünyanın ilk birleşik devletlerinden biridir. Kurulduğunda İngiliz Krallığı ya da Avrupa tarzı monarşi ile değil koloni idaresiyle yönetilen Amerika Birleşik Devletleri, 1860'larda İç Savaşlar yaşamış, parçalanmış ve dağılmıştı. Özellikle I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri arasında yer alan Amerika, II. Dünya Savaşı'nda da Alman, İtalyan ve Japon devletlerine karşı büyük "zaferler" kazanmıştı. Bu "zaferler" ABD'yi dünyanın en üst noktasına taşıdı. Amerikan tarihinin en ciddi ve derin yaraları I. Dünya Savaşı ve 1929 İktisadi Buhranla yaşandı. Bu krizlerden çıkmasını bilen ABD, özellikle uluslararası camiada hatırı sayılır bir yer edinerek, dünyanın en saygın ve büyük birliklerine üye oldu. Üye olduğu uluslararası örgütlerin arasında Birleşmiş Milletler, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ve NATO gibi birçok muhtelif etkin birliklerde söz sahibi oldu. Günümüzde de dünyanın "süper gücü" olarak tanınan ve dünya politikasına yön veren ABD, özellikle Soğuk Savaş döneminden sonra, sahip olduğu ekonomik ve psikolojik gücünün şiddetini arttırarak uluslararası politikalarını sürdürmektedir.
Avrupa Birliği, doğal olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nin yaşamış olduğu politik ve ekonomik sorunları yaşamamıştır. Avrupa Birliği, kurulduğundan beri, topraklarında hiç savaş ve büyük iktisadi sıkıntılar yaşamamış, ABD gibi psikolojik ve sosyolojik buhranlar geçirmemiş, din veya ırk (siyah ırk- beyaz ırk) ayrışmaları veya mücadeleleri yaşamamıştır. Bu anlamda temelde birbirinden oldukça ayrı olan AB ve ABD, yapısal olarak birbirine birçok konuda benzemektedir.
Örnek verecek olursak, ABD, bilindiği gibi, 50 ayrı eyaletten oluşan "Birlikler Devleti"dir. Amerikan Doları'nı yani ortak bir para birimini kullanırlar. Her eyaletin kendi bayrağı vardır ve ABD bayrağının yanında göndere çekilir. Ortak bir pazara sahiptirler. Her eyaletin yasama, yürütme ve yargı sistemleri birbirinden farklı olsa da temelde tek bir senede (anayasaya) tabidirler. Her eyaletin kendine has bir parlamentosu ve devlet/hükümet başkanları vardır. "Özgürlükler ülkesi" kavramında birleşen ABD'nin herhangi bir eyaletinde yasaklanmış bir durum, komşu eyalette serbest olabilir. Bununla birlikte, askeriye ve savunma kavramları temelde tektir. Eyaletler birbirleriyle ekonomik rekabete girse de aynı amaç ve aynı hedefte oldukları için bir eyaletin ekonomik anlamda güçlü olması, doğal olarak, diğer eyalete de pozitif anlamda yansır. Tarım, enerji ve altyapı konularında her eyaletin kendi kuralları ve içtihatları vardır. Her eyaletin kendine özgün bir bütçesi ve harcamaları vardır.
Avrupa Birliği'ne gelecek olursak, Birlik, şu anda 27 üye ülkeden oluşmaktadır. Bu anlamda AB, ABD'nin tersine, bir "Devletler Birliği" özelliği taşımaktadır. Birçok Avrupa Birliği üyesi, ortak para birimi Avroyu kullanır. Her ülkenin kendi bayrağı olsa da her kurumda AB'nin 12 yıldızlı bayrağı yer alır ve ulusal bayrakla aynı hizada göndere çekilir. Her ülkenin yasama, yürütme ve yargı sistemi farklıdır. Ama AB'de yasamayı AB Konseyi ve AB Parlamentosu, yürütmeyi Avrupa Komisyonu, yargıyı ise Avrupa Adalet Divanı yürütür. Her ülkenin kendine ait bir savunma kavramı olsa da askeriye ve savunma birleştirilmek üzeredir. Üye ülkeler birbirleriyle iktisadi anlamda rekabet içinde olsalar da temelde aynı hedef ve amaçları güderler. Tarım, altyapı, enerji, balıkçılık vb. gibi birçok konuda AB Parlamentosu, üye devletlere sübvansiyonlar ve hibeler vermektedir. Bunun amacı, her üye devletin ekonomik kalkınmışlık düzeyinin eşit olmasının sağlanmasıdır. Üye ülkeler, iç konularda serbest bırakılmışlarsa da, Topluluk Müktesebatına uymakla yükümlüdürler.
Görüldüğü gibi AB ve ABD birçok alanda birbirine benzer karakteristik özellikler taşımaktadır. Yukarıda açıklamış olduğum benzerlikleri çeşitlendirmek mümkündür.
Bundan yola çıkarak, aslında, Avrupa Birliği'nin temel hedefi, Amerika Birleşik Devletleri modeline uygun bir model geliştirip, uluslararası rekabette daha fazla söz sahibi olmak istemesidir.
Bundan dolayı, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği içinde İngiltere gibi sadık ve dost müttefik kazanma yolunu tercih etmektedir. Bunun amacı, Birlik içinde ABD yanlılarının çoğalması ve ortak çıkarların gözetilmesidir. Bu sebeple ABD, her zaman Türkiye'nin AB'ye üyeliğini sonuna kadar desteklemiştir ve ileride de her zaman destekleyecektir. Bu, üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulması ve etraflıca irdelenmesi gerekilen oldukça özel bir konudur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder